31 Aralık 2011 Cumartesi
DÜŞÜNCE KAVRAMI SİZE NE ÇAĞRIŞTIRIYOR ?
1-Fikir
2-Akıl
3-Beyin egzersizi
4-Yormak
5-Fayda
6-Zeki
7-Bilim
8-Matematik
9-İşlem
10-Yorum
11-İfade
12-Kendine öz
13-Zihin
14-Cevap
15-Çözüm
16-Polinom
17-Sayı
18-Kelime
19-Felsefe
20-Aristoteles
-Bunlar benim Düşüncelerim
2-Akıl
3-Beyin egzersizi
4-Yormak
5-Fayda
6-Zeki
7-Bilim
8-Matematik
9-İşlem
10-Yorum
11-İfade
12-Kendine öz
13-Zihin
14-Cevap
15-Çözüm
16-Polinom
17-Sayı
18-Kelime
19-Felsefe
20-Aristoteles
-Bunlar benim Düşüncelerim
22 Aralık 2011 Perşembe
17 Aralık 2011 Cumartesi
14 Aralık 2011 Çarşamba
13 Aralık 2011 Salı
PARMAK OYUNU
MÜZİK ETKİNLİK PLANI
1-Okul: Tarabya Kemer Kids' Garden
2-Sınıf: Güneş Sınıfı
6-Materyal: Mırnav Mırnav İki Kedi
7-Mekan: Sınıf
8-Süre: 01:43
9-Şarkı:
Mırnav Mırnav İki Kedi
Hepimizin bir kedisi var. Senin kedinin adı ne ?
Mırnav mırnav iki kedi
Biri çıkmış üst odaya
Biri inmiş alt odaya
Biraz sonra buluşmuşlar
Mırnav mırnav konuşmuşlar
"Ben bir fare yakaladım"
"Ben tavaları yaladım"
Of demişler çok yorulduk
İşte koltuk
Hemen gitmişler oraya
Mışıl mışıl uyumaya (çocuklar uyuma taklidi yaparlar)
10-Eğitim Durumu: Tümevarım yöntemiyle öğretildi. Çocuklar masaya oturtuldu.
11-Değerlendirme: Çocuklar öğretmenini dinlediler ve bildikleri şarkılara katıldılar. Öğretmenlerinin hareketlerini taklit ettiler.
1-Okul: Tarabya Kemer Kids' Garden
2-Sınıf: Güneş Sınıfı
6-Materyal: Mırnav Mırnav İki Kedi
7-Mekan: Sınıf
8-Süre: 01:43
9-Şarkı:
Mırnav Mırnav İki Kedi
Hepimizin bir kedisi var. Senin kedinin adı ne ?
Mırnav mırnav iki kedi
Biri çıkmış üst odaya
Biri inmiş alt odaya
Biraz sonra buluşmuşlar
Mırnav mırnav konuşmuşlar
"Ben bir fare yakaladım"
"Ben tavaları yaladım"
Of demişler çok yorulduk
İşte koltuk
Hemen gitmişler oraya
Mışıl mışıl uyumaya (çocuklar uyuma taklidi yaparlar)
10-Eğitim Durumu: Tümevarım yöntemiyle öğretildi. Çocuklar masaya oturtuldu.
11-Değerlendirme: Çocuklar öğretmenini dinlediler ve bildikleri şarkılara katıldılar. Öğretmenlerinin hareketlerini taklit ettiler.
TEKERLEME
1-Okul: Tarabya Kemer Kids' Garden
2-Sınıf: Güneş Sınıfı
3-Yaş grubu: 5-6
4-Konu/Tema: Karma
5-Şarkı Adı: Karışık Tekerleme
6-Materyal:
7-Mekan: Sınıf
8-Süre: 00:38
9-Şarkı:
On kilo pekmez
Yala yala bitmez
Beşi sana beşi bana (çocukların isimleri söylenir,eller 3 kez vurulur)
Eller şak şak şak
Ayaklar rap rap rap
Doktor sana ne dedi
Beş yumurta ye dedi
Yemedim, içmedim
Ah sancım vah sancım
Ölüyorum, doktorcuğum
10-Eğitim Durumu: Tümevarım yöntemiyle öğretildi. Çocuklar masaya oturtuldu.
11-Değerlendirme: Öğrenciler şarkının tamamını söylediler. Öğretmenlerini dikkatlice dinlediler.
ŞARKI
MÜZİK ETKİNLİK PLANI
1-Okul: Tarabya Kemer Kids' Garden
2-Sınıf: Güneş Sınıfı
3-Yaş grubu: 5-6
4-Konu/Tema: Sebze ve Meyveler - Yaramazlık
5-Şarkı Adı: Sebze ve Meyveler - Merdiven
6-Materyal:
7-Mekan: Sınıf
8-Süre: 01:47
9-Şarkı:
SEBZE - MEYVE
Sebze meyve herkes yemeli
Çünkü onlar bol vitaminli
Sebze meyve yemesse çocuklar
Pembe olmaz yanaklar
Havuç gel gel yanıma diyor
Ispanaklar güç veriyor
Lahana teyze orada duruyor
Maydanozlar tat veriyor
MERDİVENLER
Bir sabah erken erken
Haylazca koşa koşa
Merdivenden inerken
Ayağım gitti boşa
Pat diye düştüm yere
Her yanım oldu bere
Ağladım avaz avaz
Başım kolum sarıldı
Seni gidi yaramaz diye annem bağırdı
Şu halime bir bakın
Siz de yapmayın sakın
10-Eğitim Durumu: Tümevarım yöntemiyle öğretildi. Çocuklar masaya oturtuldu.
11-Değerlendirme: Çocuklar öğretmenini dinlediler ve bildikleri şarkılara katıldılar. Öğretmenlerinin hareketlerini taklit ettiler.
1-Okul: Tarabya Kemer Kids' Garden
2-Sınıf: Güneş Sınıfı
3-Yaş grubu: 5-6
4-Konu/Tema: Sebze ve Meyveler - Yaramazlık
5-Şarkı Adı: Sebze ve Meyveler - Merdiven
6-Materyal:
7-Mekan: Sınıf
8-Süre: 01:47
9-Şarkı:
SEBZE - MEYVE
Sebze meyve herkes yemeli
Çünkü onlar bol vitaminli
Sebze meyve yemesse çocuklar
Pembe olmaz yanaklar
Havuç gel gel yanıma diyor
Ispanaklar güç veriyor
Lahana teyze orada duruyor
Maydanozlar tat veriyor
MERDİVENLER
Bir sabah erken erken
Haylazca koşa koşa
Merdivenden inerken
Ayağım gitti boşa
Pat diye düştüm yere
Her yanım oldu bere
Ağladım avaz avaz
Başım kolum sarıldı
Seni gidi yaramaz diye annem bağırdı
Şu halime bir bakın
Siz de yapmayın sakın
10-Eğitim Durumu: Tümevarım yöntemiyle öğretildi. Çocuklar masaya oturtuldu.
11-Değerlendirme: Çocuklar öğretmenini dinlediler ve bildikleri şarkılara katıldılar. Öğretmenlerinin hareketlerini taklit ettiler.
8 Aralık 2011 Perşembe
GELİŞİM ALANLARI SAYFA:19
GELİŞİM DÖNEMLERİ
0-2 Yaş
30 Mart 1996'da dünyaya kilo 3.300 gr ve boy 50 cm olarak gelmişim. |
Küçükken her şeyi yermişm. Özellikle meyve . O yüzden pek hastalığa yakalanmamışım. Bu dönemde çok hareketliymişim. |
3-6 Yaş |
Anaokulunda doğum günümü kutlarken. Bu dönemde çok içe kapanıktım . Hala da çekingenimdir :) |
"Üsküdar'a Gider İken" gösterisi |
6 yaşıma kadar bırakmadığım biberonum ve ben |
7-11 Yaş
Bu dönemde ne kadar yaramaz olduğum belli oluyordur. Ailenin en küçüküğü olmak işte.. |
İki ablamla da kardeşlik bağımız çok kuvvetlidir. Ortanca ablamın doğum gününde iken :) |
12-18 Yaş
Boyum 1.68 cm, kilom 50 kg'dır. Artık Dünyaya soyut olarak bakmaya başladığım dönem |
AİLE PLANLAMASI MERKEZİ
Doktor Tülay Hanım ile Röportajım
-Aile Planlaması olarak ne gibi yardımcı oluyorsunuz?
Biz sadece burada aile planlaması yöntemlerini, doğum kontrol
yöntemlerini veriyoruz. Kişilere istedikleri zaman hap, iğne veriyoruz . Çocuk istediklerinde
onlara yardımcı oluyoruz. Önerilerde bulunuyoruz.
Eskiden burası anne çocuk sağlığı merkezi olarak geçiyordu
fakat şimdi aile planlaması olarak değişti. Eskiden burada bebeklere
bakılıyordu ası yaptırılıyordu ama değiştiği için artık yapılmamaktadır. Burada
sadece aile planlaması yapılmaktadır.
-Aile planlamasının amacı nedir?
Aile planlamasının amacı; istenmeyen gebeliklerin önüne geçmek,
kürtajların önlenmesini sağlamaktır. Kişi istediği sayıda, istediği zamanda
çocuk sahibi olmak isterse, gebeliğinin tehlike
olup olmayacağını belirtiyoruz. Sadece öneriler veriyoruz. Hastaların ilaç kontrolünü
yapıyoruz. Her yılda bir mutlaka şikayet olsa da olmasa da kontrole çağırıyoruz.
Bayanın çocuk sahibi olmak istediği zamana kadar biz onun gebe
olmasını engellemeye çalışıyoruz.
-Peki gebe olmasını önlemek için ne yapıyorsunuz?
Önlemek için ria, hap, iğneler kullandırıyoruz. Hap: Her hafta, her ay veya her yıl olmak üzere
ilaçlar değişebiliyor. Örneğin haftalık haplar 21 tanedir. İğneler
yaptırıyoruz. Bu iğnelerde östrojen ve progestron hormonlarını kadına
aşılıyoruz. 3 ayda bir vurulan iğneler var. Bunlarda sadece progestron
vuruluyor. Bazı bayanlar da bunların
kullanılması hastalıklara yol acıyor. Bu yüzden her kadına uygun değildir. Ama 45-50
yaşlarında kullanabilirler. Bir sorun çıkmaz.
-Önerdiğiniz hapları neye göre veriyorsunuz?
Mesela hap kullanmak isteyen bir bayan geliyor. Biz soruyoruz
hap kullanmaya uygun bir yapıda mı, bazı hastalıkları var mı diye. Karaciğer hastalığı
olabiliyor veya sigara kullanıyor. Böyle bayanlara hapları önermiyoruz. Ama başka
seçenekler sunuyoruz. O seçenekler arasında Seçim yapmalarını öneriyoruz. Hepsine
en uygun yöntemi sunuyoruz.
Tabii ki de. Eğer bayanda karaciğer hastalığı, epilepsi gibi hastalıklar
varsa bu uygulamalar tehlikeli olabiliyor.
Dış gebeliğe neden olabiliyor.
Örneğin: Latekse alerjisi olan bayanlara takamıyoruz. (Lateks: doğal
lastik ya da kauçuk olarak tanımlanır). Zaten tüm yöntemler %100
önlemeyi sağlayamıyor.
Aralarında en uygun yöntemler nelerdir?
Tüp bağlatma yöntemi var. Bu tüp yönteminde de gebe kalma ihtimali
yine olabiliyor. Veya kola takılan Deri altı kapsülleri vardır. Bu aralarında
en iyi yöntem olarak sayılıyor.
Çok teşekkür
ederiz. İyi Günler
KOMPOZİSYON
AİLE İÇİ
KAVGALARIN ÇOCUĞA ETKİLERİ
Günümüzde
artan boşanmalar çocukların ruh sağlığını oldukça etkilemektedir. Hayır, anne
babaların boşanma olayları değil, anne baba kavgalarıdır çocuğun ruh sağlığını
bozan. Anne ve baba çocuğunun önünde kavga eder ama öfkeden bilmezler çocuğu
acaba etkileniyor mu? Çocuk sessizce
izler onları. Ders çalışırken, oyun
oynarken, en sevdiği çizgi filmi izlerken bile hep hatırlar o anları. Çocukluğu
kavga izlemekle, şiddet görmekle geçen bir çocuğun gelecekte iyi bir yere
gelmesi nasıl beklenilir ki?
Ailelerinin
bu konudaki düşüncesizliği beni çok kızdırıyor. Size bir örnek vermek
istiyorum. Benim bir arkadaşım vardı. Bu arkadaşım küçüklüğünden beri ailesinin
tartışmalarında maruz kalmıştı. Ne kadar önemsememesini söylese de en küçük
sorunda bile hemen ağlamaya başlardı. Artık psikolojisi kaldıramıyordu çünkü. Anne
ve babası boşanınca bunun hem kendi hem de ailesi için iyi olduğunu düşündüğünü
söylerdi bana. Ama biliyordum onun içinde çatışmalar hala devam ediyordu.
Çocuk evde
huzur ister. Anne babasının kendilerine
karşı saygı, sevgisini dışarıya yansıtan çocuktur. Çocuk ne kadar sevgi görürse
o kadar sevecen bir kişiliğe sahip olur. Çocuk ne kadar kavga görürse o kadar
kavgacı bir kişiliğe sahip olur. Neden mi?
İki insan
arasında her zaman sevgi olmayabilir. Her insanın bireysel farklılığı vardır.
Eninde sonunda bir ailede de huzursuzluk çıkar. Ama bu huzursuzluk çocukla aynı
ortamda çıkmamalıdır. Önceden belirttiğim gibi ÇOCUK DIŞARIDA AİLESİNİ
YANSITIR. Çocukluk dönemi kritik dönemleri kapsadığından çocukta derin izler
bırakır. Bunu çocuk gelişimi bölümü “Öğretmenim ”in örneğiyle açıklamak
istiyorum. Bir duvar inşa edilirken ilk önce alt kısmına tuğlaları dizmekle
başlanır. Bu tuğlaları üst üste koyup istediğiniz yüksekliğe kadar duvar örebilirsiniz.
Bu duvarı yıkmak istediğinizde ise ilk önce en üst bölümdeki tuğlaları yerinden
almakla başlarsınız. İnsanın çocukluğundan yaşlılığına kadar geçen süredeki
olaylar da böyledir. Bir insanın hafızasının en alt bölümü de çocukluğundaki
olaylarla örülmeye başlar. Daha sonra ergenlik dönemi, yetişkinlik dönemindeki
olaylar tuğlalar gibi üst üste dizilmeye başlar. Yaşlılık geldiğinde ise
geçmiş, tuğlalar gibi en üst bölümden yıkılmaya başlar. Ama çocukluk geçmişi
hala duruyordur.
Arkadaşlar ruh
sağlığı bir insanın geleceğini etkiler. Anne- babalar bu konuda
bilgilendirilmelidir. Aile içindeki
huzursuzluklar, kavgalar çocukların önünde yapılmamalıdır. Madem
anlaşamıyorsunuz hep kavga ediyorsunuz, bunu evlenmeden önce sağlıklı olarak
düşünmenizde yarar vardır. Sonuçta, gelecekte bu dünya bizim elimizde…
6 Aralık 2011 Salı
ÖĞRENCİ BİLGİ FORMU
TARABYA KEMER KİDS GARDEN
Tarih:
Başvurulan Sınıf:
Başvurulan Öğretim Yılı:
ADAYIN:
Adı:
Soyadı:
Doğum Tarihi (Gün,Ay,Yıl):
Baba Adı:
Cep Tel:
Ev Adresi: ...............................................................................................................................................
..................................................................................................................................................................
Firma Adı,İş Adresi,Telefonu: ...............................................................................................................
..................................................................................................................................................................
Anne Adı:
Cep Tel: Ev Tel:
Ev Adresi: ..................................................................................................................................................................
Mail Adres:
Veli: Anne Baba Diğer(Yakınlık Derecesi)
Başvuru Formundaki Bilgilerin Doğruluğunu Onaylıyorum
Velisinin İmzası: ......................................... Tarih: ......................................
Tarih:
Başvurulan Sınıf:
Başvurulan Öğretim Yılı:
ADAYIN:
Adı:
Soyadı:
Doğum Tarihi (Gün,Ay,Yıl):
Baba Adı:
Cep Tel:
Ev Adresi: ...............................................................................................................................................
..................................................................................................................................................................
Firma Adı,İş Adresi,Telefonu: ...............................................................................................................
..................................................................................................................................................................
Anne Adı:
Cep Tel: Ev Tel:
Ev Adresi: ..................................................................................................................................................................
Mail Adres:
Veli: Anne Baba Diğer(Yakınlık Derecesi)
Başvuru Formundaki Bilgilerin Doğruluğunu Onaylıyorum
Velisinin İmzası: ......................................... Tarih: ......................................
5 Aralık 2011 Pazartesi
ÇOCUK RUH SAĞLIĞI- ANEKDOT ÖRNEĞİ
05.12.2011
14:40 Mickey bana gülüyor, yanıma gelip bişey söylemeden gidiyordu.
15:00 Mickey Mouse arkadaşlarına istedikleri müzik aletlerini götürdü. Bir arkadaşı Mickey'in her getirdiği aletleri beğenmeyince Mickey " Niye beğenmiyorsun? bunlar müzik aletleri" dedi. Tekrar oynamaya başladılar.
15:05 Güneş sınıfı, öğretmenlerini dinleyerek masaya toplandılar. Mickey "bu benim sandalyem!" diyerek arkadaşını yere itti. Sandalyesine oturdu ve oyuncaklarıyla oynadı.
15:10 Mickey'in arkadaşlarından birisi Mickey'in oyuncağını elinden aldı. Ve Mickey ağlamaya başladı. Öğretmen olaya müdahale ettikten sonra yerine oturan Mickey, oyuncağını alan arkadaşına "Bir daha dokunma sakın sakın" dedi. Bunu 3 defa tekrarladı
15:15 Mickey bebeğinin dişlerini fırçalıyor.
15:20 Mickey arkadaşıyla beraber oynuyor.
15:25 Mickey yerinden kalkarak pencere önündeki arkadaşlarının yanına gitti. "Bugün hava çok güzel" diye bağırdı. Dışarıya bakınca " Ay çıkmış,yaşasın ay çıkmış, çocuklar ay çıkmış, ay dede çıkmış! " diye bağırarak tüm arkadaşlarını pencereye topladı. Sınıfın ortasındaz zıplamaya başladı.
15:30 Mickey sandalyesine oturarak, bebeğinin dişlerini fırçalamaya devam etti. Öğretmen yemek vakti olduğunu söyledi fakat Mickey yerinden kalkmak istemedi.
15:40 Mickey, arkadaşının kekini yemeye çalıştı. Ellerini ağzına soktu.
15:45 Mickey kekini yiyor.
15:50 Mickey 1 kek daha istedi ama onu yemedi.
16:00 Mickey hamur oynuyor. Arkadaşı hamurdan bıyık yapınca Mickey " bıyık çok pis kokar" dedi.
16:05 Arkadaşının hamuru yere düşünce Mickey, hamuru alıp arkadaşına verdi.
16:10 Mickey hamuru diş fırcasıyla fırçalamaya çalışıyor.
16:15 Mickey'in annesi geldi ve eve gitti.
DÜŞÜNCELERİM: Mickey arkadaşlarıyla oynamaktan zevk alıyor fakat oyuncaklarını alan arkadaşlarına kızıyor. Duygusal bir kişiliğe sahip bir çocuk. Ben bu durumda çocukların bencil kişiliğe sahip olduklarını; ailelerinden,yakın çevresinden etkilenip davrandıklarını farkettim.
14:40 Mickey bana gülüyor, yanıma gelip bişey söylemeden gidiyordu.
15:00 Mickey Mouse arkadaşlarına istedikleri müzik aletlerini götürdü. Bir arkadaşı Mickey'in her getirdiği aletleri beğenmeyince Mickey " Niye beğenmiyorsun? bunlar müzik aletleri" dedi. Tekrar oynamaya başladılar.
15:05 Güneş sınıfı, öğretmenlerini dinleyerek masaya toplandılar. Mickey "bu benim sandalyem!" diyerek arkadaşını yere itti. Sandalyesine oturdu ve oyuncaklarıyla oynadı.
15:10 Mickey'in arkadaşlarından birisi Mickey'in oyuncağını elinden aldı. Ve Mickey ağlamaya başladı. Öğretmen olaya müdahale ettikten sonra yerine oturan Mickey, oyuncağını alan arkadaşına "Bir daha dokunma sakın sakın" dedi. Bunu 3 defa tekrarladı
15:15 Mickey bebeğinin dişlerini fırçalıyor.
15:20 Mickey arkadaşıyla beraber oynuyor.
15:25 Mickey yerinden kalkarak pencere önündeki arkadaşlarının yanına gitti. "Bugün hava çok güzel" diye bağırdı. Dışarıya bakınca " Ay çıkmış,yaşasın ay çıkmış, çocuklar ay çıkmış, ay dede çıkmış! " diye bağırarak tüm arkadaşlarını pencereye topladı. Sınıfın ortasındaz zıplamaya başladı.
15:30 Mickey sandalyesine oturarak, bebeğinin dişlerini fırçalamaya devam etti. Öğretmen yemek vakti olduğunu söyledi fakat Mickey yerinden kalkmak istemedi.
15:40 Mickey, arkadaşının kekini yemeye çalıştı. Ellerini ağzına soktu.
15:45 Mickey kekini yiyor.
15:50 Mickey 1 kek daha istedi ama onu yemedi.
16:00 Mickey hamur oynuyor. Arkadaşı hamurdan bıyık yapınca Mickey " bıyık çok pis kokar" dedi.
16:05 Arkadaşının hamuru yere düşünce Mickey, hamuru alıp arkadaşına verdi.
16:10 Mickey hamuru diş fırcasıyla fırçalamaya çalışıyor.
16:15 Mickey'in annesi geldi ve eve gitti.
DÜŞÜNCELERİM: Mickey arkadaşlarıyla oynamaktan zevk alıyor fakat oyuncaklarını alan arkadaşlarına kızıyor. Duygusal bir kişiliğe sahip bir çocuk. Ben bu durumda çocukların bencil kişiliğe sahip olduklarını; ailelerinden,yakın çevresinden etkilenip davrandıklarını farkettim.
4 Aralık 2011 Pazar
GELİŞİM ALANLARI SAYFA 68- ARAŞTIRMA
PSİKOMOTOR TANIMI VE ÖNEMİ
Çocuk organizmasını, yetişkinden ayıran en önemli özellik, sürekli büyüme, gelişme ve değişme süreci içinde olmasıdır. Bu değişim süreci içerisinde çocuğun gelişimi, görünür ve görünmez büyümeyi içerir. Görünür büyüme, bedenin boyutlarında, biçiminde ve oranındaki değişmedir. Görünmez büyüme ise iç organlarda meydana gelen değişmedir. İşte bu görünür gelişimlerden bir tanesi motor gelişimdir.Motor kelimesi tek başına "hareket" anlamına gelir. Yetişkinler gibi çocuğun da hareket etmeye ihtiyacı vardır. Çocuk doğduğu günden itibaren bu ihtiyacını gidermek için, yattığı yerden başını kaldırma, göğsünü kaldırma, ellerini, kollarını, bacaklarını hareket ettirme, dönme, emekleme gibi davranışları kazanır. Düşünülmeden, bağımsız olarak yapılan bu ilk hareketler daha sonra vücut hareketlerine, zamanla dış uyarıcıların kontrolü ile çeşitli motor etkinliklere dönüşür. Bireyin eklem, kas ve ses tellerini amaçlı olarak kullanmasına motor hareketler denir. Çocukların motor davranışlarının gelişimi refleksler, duruşa ait hareketler, yürüme, koşma, atlama gibi beceriler şeklinde olmaktadır. Motor gelişim, fiziksel büyüme ve gelişme ile birlikte beyin - omurilik gelişimi sonucu organizmanın isteme bağlı olarak hareketlilik kazanmasıdır. Kilo artışı, boy uzaması ve kas gelişimine, diğer bir deyişle fiziksel gelişime paralel olarak hareket ve becerilerin kazanılmasında sinir sistemi ve kasların gelişimi önemli bir yer tutar. Bu becerilerin kazanılması doğum öncesi dönemde başlar ve ömür boyu devam eder.Tüm çocukların motor gelişiminde üç genel kuraldan söz edilebilir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir: Gelişim baştan ayağa doğru olup, önce baş, sonra omuzlar ve kollar ve nihayet bacaklar ve ayaklar gelişir.Hareketler merkezden dışa doğru gelişir. Beden ve omuz hareketleri bağımsız kol hareketlerinden, el hareketleri parmak hareketlerinden önce gelir.Motor gelişim belirgin bir sıra izler. Çocuk önce durur, emekler, yürür, daha sonra koşar ve oturur.Çocuğun motor gelişimini bilmek onun eğitiminde de önemlidir. Bu durum motor gelişimde önemli olan olgunlaşma ve öğrenme ile açıklanabilir. Çocuğun yeni bir şey öğrenmesi için yeterli olgunlukta olması gerekir. Bu noktada çocuğun eğitiminde de motor gelişim göz ardı edilemez. Çocuğun yaş grubuna göre psikomotor davranışlar beklenilmesi gerekir.
PSİKOMOTOR YETENEKLER
1- Kuvvet : Bütün psikomotor davranışların öğrenilmesi bir kuvvet gerektirir.Koşma,at-lama,tırmanma,yürüme hatta bir parmağın kıpırdatılması bile kuvvet ister.Bütün vücudun genel bir kuvvetinin olması gerektiği gibi gövdenin kol ve bacakların elin ve parmakların öğrenilecek psikomotor davranışları yapabilecek kuvvete sahip olması gerekir.
2- Tepki Hızı : Psikomotor davranışların kendine özgü bir yapılış hızı vardır.Bir davranışın gerekti-ğinden az hızda veya çok hızda yapılması halinde organizma tehlikeye girebilir. Örneğin bir makinede çalışmasını öğrenecek bir öğrencinin gereken hızda hareket edememesi onun kolunun veya hayatının tehlikeye girmesine sebep olabilir.Psikomotor öğrenmede özellikle koşun ve parmakların gereken hızı kazanması çok önemlidir.
3- Esneklik : Vücudun gerektiği zaman öne yana geriye ve istenen yönlere eğilmesi yani esnek olması gereklidir.Gövdenin bacakların yeterli esnekliğe sahip olmadığı zamanlarda psikomotor davranışları öğrenmek mümkün değildir.
4-Denge: Belli bir yerde bir hareketi veya pozisyonu sürdürme durumunu devam ettirme
olarak tanımlanabilir. Üç yaş civarında tek ayağının üzerinde
3-4 saniye durabilmekte, dört yaşından sonra ise dairesel bir çizginin üzerinde yürüme
becerisi kazanabilmektedir.
5-Eş güdüm (Koordinasyon): Belli bir amaca ulaşmak için; bilinçli motor hareketlerin
devamlılığı, ahenkli ve uyumlu çalışması olarak tanımlanabilir. Örneğin 5-6 yaşlarında yapılan ve basit bir etkinlik gibi gözlenen sanatsal etkinliklerde gözün, parmakların, elin, bileğin ve
gövdenin eş güdüm içerisinde çalışması organlar arasındaki
koordinasyonun arttığını gösterir.
6-Dikkat: Kelime anlamı ile ‘duygularla düşünceyi, bir olay ve bir nesne üzerinde
toplama’ olarak tanımlanır.Bebek, önceleri tanıdık kişi ya da
eşyayı gözü ile takip eder; sese tepki verir. Annesini tanır, dikkatle izler. Annesi yanından
ayrılınca ağlar. Sonraları objeyi eli ile tutar, duyu organları ile tanır, algılar ve tanımlar.
Çocuk organizmasını, yetişkinden ayıran en önemli özellik, sürekli büyüme, gelişme ve değişme süreci içinde olmasıdır. Bu değişim süreci içerisinde çocuğun gelişimi, görünür ve görünmez büyümeyi içerir. Görünür büyüme, bedenin boyutlarında, biçiminde ve oranındaki değişmedir. Görünmez büyüme ise iç organlarda meydana gelen değişmedir. İşte bu görünür gelişimlerden bir tanesi motor gelişimdir.Motor kelimesi tek başına "hareket" anlamına gelir. Yetişkinler gibi çocuğun da hareket etmeye ihtiyacı vardır. Çocuk doğduğu günden itibaren bu ihtiyacını gidermek için, yattığı yerden başını kaldırma, göğsünü kaldırma, ellerini, kollarını, bacaklarını hareket ettirme, dönme, emekleme gibi davranışları kazanır. Düşünülmeden, bağımsız olarak yapılan bu ilk hareketler daha sonra vücut hareketlerine, zamanla dış uyarıcıların kontrolü ile çeşitli motor etkinliklere dönüşür. Bireyin eklem, kas ve ses tellerini amaçlı olarak kullanmasına motor hareketler denir. Çocukların motor davranışlarının gelişimi refleksler, duruşa ait hareketler, yürüme, koşma, atlama gibi beceriler şeklinde olmaktadır. Motor gelişim, fiziksel büyüme ve gelişme ile birlikte beyin - omurilik gelişimi sonucu organizmanın isteme bağlı olarak hareketlilik kazanmasıdır. Kilo artışı, boy uzaması ve kas gelişimine, diğer bir deyişle fiziksel gelişime paralel olarak hareket ve becerilerin kazanılmasında sinir sistemi ve kasların gelişimi önemli bir yer tutar. Bu becerilerin kazanılması doğum öncesi dönemde başlar ve ömür boyu devam eder.Tüm çocukların motor gelişiminde üç genel kuraldan söz edilebilir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir: Gelişim baştan ayağa doğru olup, önce baş, sonra omuzlar ve kollar ve nihayet bacaklar ve ayaklar gelişir.Hareketler merkezden dışa doğru gelişir. Beden ve omuz hareketleri bağımsız kol hareketlerinden, el hareketleri parmak hareketlerinden önce gelir.Motor gelişim belirgin bir sıra izler. Çocuk önce durur, emekler, yürür, daha sonra koşar ve oturur.Çocuğun motor gelişimini bilmek onun eğitiminde de önemlidir. Bu durum motor gelişimde önemli olan olgunlaşma ve öğrenme ile açıklanabilir. Çocuğun yeni bir şey öğrenmesi için yeterli olgunlukta olması gerekir. Bu noktada çocuğun eğitiminde de motor gelişim göz ardı edilemez. Çocuğun yaş grubuna göre psikomotor davranışlar beklenilmesi gerekir.
PSİKOMOTOR YETENEKLER
1- Kuvvet : Bütün psikomotor davranışların öğrenilmesi bir kuvvet gerektirir.Koşma,at-lama,tırmanma,yürüme hatta bir parmağın kıpırdatılması bile kuvvet ister.Bütün vücudun genel bir kuvvetinin olması gerektiği gibi gövdenin kol ve bacakların elin ve parmakların öğrenilecek psikomotor davranışları yapabilecek kuvvete sahip olması gerekir.
2- Tepki Hızı : Psikomotor davranışların kendine özgü bir yapılış hızı vardır.Bir davranışın gerekti-ğinden az hızda veya çok hızda yapılması halinde organizma tehlikeye girebilir. Örneğin bir makinede çalışmasını öğrenecek bir öğrencinin gereken hızda hareket edememesi onun kolunun veya hayatının tehlikeye girmesine sebep olabilir.Psikomotor öğrenmede özellikle koşun ve parmakların gereken hızı kazanması çok önemlidir.
3- Esneklik : Vücudun gerektiği zaman öne yana geriye ve istenen yönlere eğilmesi yani esnek olması gereklidir.Gövdenin bacakların yeterli esnekliğe sahip olmadığı zamanlarda psikomotor davranışları öğrenmek mümkün değildir.
4-Denge: Belli bir yerde bir hareketi veya pozisyonu sürdürme durumunu devam ettirme
olarak tanımlanabilir. Üç yaş civarında tek ayağının üzerinde
3-4 saniye durabilmekte, dört yaşından sonra ise dairesel bir çizginin üzerinde yürüme
becerisi kazanabilmektedir.
5-Eş güdüm (Koordinasyon): Belli bir amaca ulaşmak için; bilinçli motor hareketlerin
devamlılığı, ahenkli ve uyumlu çalışması olarak tanımlanabilir. Örneğin 5-6 yaşlarında yapılan ve basit bir etkinlik gibi gözlenen sanatsal etkinliklerde gözün, parmakların, elin, bileğin ve
gövdenin eş güdüm içerisinde çalışması organlar arasındaki
koordinasyonun arttığını gösterir.
6-Dikkat: Kelime anlamı ile ‘duygularla düşünceyi, bir olay ve bir nesne üzerinde
toplama’ olarak tanımlanır.Bebek, önceleri tanıdık kişi ya da
eşyayı gözü ile takip eder; sese tepki verir. Annesini tanır, dikkatle izler. Annesi yanından
ayrılınca ağlar. Sonraları objeyi eli ile tutar, duyu organları ile tanır, algılar ve tanımlar.
PSİKOMOT GELİŞİM AŞAMALARI
- Motor gelişim
- Dil gelişimi
- Sosyal ve kişilik gelişim
- Çocuk gelişiminde genel bilgiler ve özellikler
Psikomotor gelişimde
bireysel farklılıklar göz önünde bulundurulmalıdırPSİKOMOTOR GELİŞİMDE BİREYSEL FARKLILIK
Heroranını, boy uzunluğunu, kemik ve cinsiyet yönünden gelişimini tayin eder. Buradaki
bireyin kendine özgü düşünme, hareket etme, hissetme, konuşma ve anlama biçimi vardır.Ebeveynlerden kalıtsal olarak geçen özellikler, her çocuğun büyüme ve gelişme
bireysel ayrılık, çocuğun kalıtım yolu ile aldığı büyüme özelliklerine; becerileri, öğrenmeye
az ya da çok yetenekli olmasına dayanır.
Çevre; Çocuğun, doğup büyüdüğü çevre de psikomotor gelişmede etkilidir. Aile
yapısı, sosyoekonomik ve kültürel düzeyinin motor gelişiminde etkili olduğu yapılan
araştırmalarda da belirtilmiştir. Ailenin çocuğu motive edici olması korkularını anlaması ve
ona göre tavır takınması pek çok motor becerinin öğrenilmesinde etkilidir. Aynı zamanda
sosyoekonomik düzeyde sağlıklı beslenmenin öneminin olduğu düşünülürse sağlıklı motor
gelişimi becerileri kazanmada ilişkili olduğu gözlenebilir. Sağlıksız koşullar psikomotor
gelişimi engeller.PSİKOMOTOR GELİŞİMİN DİĞER ALANLAR İLE İLİŞKİSİPsikomotor gelişim; düzenli ve sağlıklı beslenme, yaşam şartları, giyim gibi temel
ihtiyaçlarla sıkı sıkıya ilişkilidir. Sosyoekonomik düzeyleri düşük ailelerde, yetersiz ve
dengesiz beslenme sonucunda çocuklar hastalanmaktadır. Yaşadıkları çevre şartlarının
olumsuzluğu, beslenme ve giyim problemleri psikomotor gelişimi olumsuz ölçüde etkiler.
Bu olumsuzluklar çocuğun sadece motor gelişiminde değil; sosyal,duygusal,zihinsel
gelişimlerini de etkilemektedir.Zihinsel gelişim süreçlerinden olan algısal yetenekler ve beceriler, çocukların hareket
becerilerini kazanmada önemli bir etken olarak rol oynar. Algısal motor yetenekler ve
öğrenmeye hazır olma, olgunlaşmış beceri kavramlarının kazanılmasına ve geliştirilmesine
yardımcı olur. Ayrıca motor gelişim, çocukların beş duyusunun (görme, işitme, dokunma, tat
alma, koklama ) olgunlaşması ile dışarıdan gelen çeşitli uyarıcılara karşı algılayarak tepki
vermesine neden olur.
Motor gelişim; çocukların çevre ile iletişim kurmasında, yaşamlarını devam ettirmede
önemli yer tutar. Çocuklar, motor becerilerini oyun içerisinde keşfederler.Çocuk, oyunsayesinde diğer bireylerle sosyal iletişime girerek toplum içerisinde sosyalleşir.
Yaratıcılıkları gelişir. Böylece çocuğun kendine olan öz güveni artar, kendini yeterli hisseder
ve olumlu benlik kavramı kazanır.
Benlik kavramı; bireyin kişisel özelliklerini, sınırlılıklarını, nelerden hoşlanıp nelerden
hoşlanmadığını fark etmesi ile ortaya çıkar. Çocuğun sağlığı ve bedensel durumu benlik
kavramının gelişimi ve bütünlüğü üzerinde önemli yer tutar. Ayrıca çocukların psikolojik
ihtiyaçları karşılanıp ruhsal durumları geliştikçe, yeni motor becerilerin de kazanılması daha
yüksek seviyelerde olur.
Görüldüğü gibi psikomotor gelişim, diğer gelişim alanları ile karşılıklı ilişki
içerisindedir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)