Ben FAS’lı bir
çocuğun annesiyim. Doğumdan sonra bebeğimin FAS’lı olduğunu bilmiyordum. Daha doğrusu doktorlar bana bir şey
söylememişti. Bilseydim de iş işten geçmişti. Alkol beni kendine bağlayan çok
güçlü bir etkiye sahipti. Onsuz yaşayamıyordum sanki. Çünkü tek derdimi
dinleyen varlık oydu. Alkole 17 yaşımda başlamıştım. Hem de çok gereksiz bir
nedenle... Erkek arkadaşım beni terk etmişti. Gençlik yılları işte, saçma sapan
konularla kendini meşgul ediyorsun. Neyse, beni terk ettiği gün bir arkadaşıma
gittim. Facebook’tan tanıştığım ve daha onun kim olduğunu bilmediğim bir kız
arkadaş… Çok üzgündüm o gün, o da görüyordu halimi. “Ben senin çareni
biliyorum, gel bi Votka içelim de rahatla” demişti. Ben de olur dedim. Bana
votka getirdi yanında da pudraya benzeyen bir şey vardı. “Bununla birlikte
tatlanır ağzın, eminim hoşuna gidecek” dedi. Başladık içmeye… Sonu gelmiyordu. Başım
dönüyordu, midem bulanıyordu. Ama bana sıkıntılarımı unutturuyordu. Her gece
ailemden gizlice alıyordum eve. Gece içip öyle yatıyordum. Alışkanlık olmuştu.
Bağımlılık yaratmıştı bana. Bir gün annem odamda bir şişe ve yanında bir paket
bulmuş, babamla konuşmuşlar. Bendeki garip davranışlar nedeniyle doktora
götürmüşlerdi. Dayanamayıp kaçmıştım oradan, keşke kaçmasaymışım… Belki de
alkolden ve uyuşturucudan beni kurtaracaklardı. Bir ara kendimi kestim
alkolden. Çünkü biriyle tanışmıştım. Beni çok mutlu eden biriydi. Aileme de
sordum ve evlenmek istediğimi söyledim. Beni takmadılar bile. “Ne halin varsa
gör” dediler. Bende gittim ve evlendim. İyi geçiniyorduk. Ara sıra içiyorduk
yine ama ara sıraydı işte. Sonra o da beni terk etti. Ben yıkıldım. Evde tek
başıma kalmıştım. Artık beni hiçbir şey mutlu edemeyecekti. Alkole yine
başladım. Bu sefer deli gibi içiyordum. Ailem de ne arıyor, ne de soruyordu.
Çok yalnızdım. İşte o günlerde hamile olduğumu öğrendim. Hemen gidip aldırmak
istedim ama sakıncalı olduğunu söylediler. Bende aldıramadım hala devam ettim
alkole. Beni uyaran kimse yoktu ki. Ben hala deli gibi içiyordum.
Uyuşturucular, sigara, şaraplar, biralar, votkalar… Bütün pislikleri çekiyordum
içime. Karnım gün geçtikçe büyüyordu. Ağrılar çoktu ama hissetmiyordum
nerdeyse. Doğumuma son günler kalmıştı.
O gün yine dışardaydım. Biraz içki almaya çıkmıştım. Eve dönerken çok kötü
sancılarım başladı. Yere yığıldım. Yoldan geçenler hamile olduğumu görmüşler ve
hemen hastaneye götürmüşler. Gözlerimi açtığımda kucağıma bir bebek koydular. O
benim oğlummuş. Suratı çok garipti. Suratı küçücük, üst dudağı ip inceydi.
Gözleri bana dönüktü ama bir tepkisi yoktu. İlk zamanlar ondan nefret ediyordum
ama git gide bağlandım ona. Beni alkolden uzaklaştırmıştı. Oğlumu çok
seviyordum. Ben onda bazı gariplikler fark ettiğimde henüz 1 yaşındaydı. Yaşıtlarına
göre çok küçük duruyordu. Dikkatini toplayamıyordu benim küçük aslanım. Yerinde
duramıyordu. Çok hareketliydi. Suratı ilk doğduğu gibiydi. Doktora götürmeyi düşündüm.
Doktor oğlumun Fetal Alkol Sendromu olduğunu söyledi. İnanamıyordum. Oğluma
değil, kendime… Ben nasıl böyle bir şey yaptım? Çok saçma konular yüzünden
alkole nasıl bağlanabildim? Ailemden nasıl uzaklaştım, onları dinlemedim? Kendimi öldürmeyi düşündüm. Küçük bir
canlının yaşamıyla oynamıştım. Onun suçu neydi? Ne yapacağımı bilemedim. Artık
pişmanlık duysam neye yarar ki? Oğlum şimdi 20 yaşında, küçüklüğünden beri özel
okullarda okuttum onu. Yaşamını kısıtladığımı biliyordu. Ama ikimizde
birbirimize çok bağlıyız. Şimdi size tek bir şey söylüyorum. Lütfen benim
düştüğüm hataya sizde düşmeyin. Sadece gebelikte değil, hayatınızda alkole
bağlanmayın. Çünkü kurtulamıyorsunuz. Hem çocuklarınızı kaybediyor, hem de
yakınlarınızı kaybediyorsunuz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder